** Nazi Jargonu: „Türken Familie….“**
Son zamanlarda, Avusturya’da Türk ailelerine ve Türklere yönelik keyfe ve zevke göre „pogrom“ (yağma) şeklinde birden artan nefret söylemi ve ayrımcı dil, kamuoyunda ve sosyal medyada büyük tepkilere yol açmaktadır. Bu bağlamda, Heute Gazetesi’nin manşetinde 31 Ağustos 2025 tarihinde yer alan „Türken Familie“ ifadesi, Nazi dönemini hatırlatan bir nefret dili olarak Avusturya Türk toplumunda tepki çekmiştir. Avusturya’da utanç verici Türk dernekleri ve siyasetçilerinin sessizliğine kesinlikle kanmayın. Bu durumu şiddetle kınıyoruz ve bu tür bir haberciliği onur kırıcı bir örnek olarak değerlendiriyoruz. Her birey, kendi şerefini ve onurunu korumakla yükümlüdür; bu nedenle, Avusturya’da Türk ailelerine karşı kullanılan bu nefret dolu dil ve propaganda yöntemlerine karşı demokratik bir tepki göstermek elzem olmuştur.
Elzem kelimesi, vazgeçilmesi mümkün olmayan ve hayati önem taşıyan şeyler için kullanılır. Bu bağlamda, Türk ailelerine yönelik nefret söyleminin artması, sadece Türk toplumu için değil, tüm Avusturya toplumu için bir tehdit oluşturmaktadır. Bu nedenle, bu tür nefret söylemlerine karşı durmak, sadece Türklerin değil, tüm insanlığın ortak sorumluluğudur.
Devleti ve milleti soyanlara amasız karşıyız
Öncelikle belirtmek gerekir ki, bu haber analizinde bahsedilen sığınmacı ve mülteci hakkı kazanmayı bekleyen ailenin sosyal dolandırıcılık yaptığı iddialarına hiçbir Türk, Avusturya’da sahip çıkmamaktadır. Aksine, bu tür eylemleri amasız kınıyoruz ve Avusturya Cumhuriyeti’nin yasalarına ve değerlerine saygı duyarak, bu tür dolandırıcılık eylemlerinin en sert şekilde cezalandırılmasını talep ediyoruz. Çoğulcu bir hukuk devleti olarak, bu tür eylemlerde bulunan kişilerin, hangi milletten, dinden veya siyasi görüşten olursa olsun, adalet önünde eşit bir şekilde yargılanmasını bekliyoruz.
Asıl konuya dönecek olursak, Heute Gazetesi’nden Andrea Winding imzalı, 31 Temmuz 2025 tarihinde yayımlanan ve sosyal medyada Türkler hakkında binlerce hakaret ve nefret dilinin kullanılmasına neden olan başlık, „Hat hier nichts verloren. Reiche Türken-Familie muss nach Asylgeld-Betrug gehen.“ şeklindedir. Türkçe tercümesi ise „Burada işiniz yok. Zengin Türkler ailesi, sığınma yardımı dolandırıcılığı nedeniyle ülkeyi terk etmek zorunda kaldı.“ şeklindedir. Bu başlık, Nazi döneminde gazetelerde, kitaplarda ve afişlerde görülen „gururlu Aryen“ ile „alçak Yahudi“ karşılaştırmalarını hatırlatmaktadır. Bu tür bir dil, Türk ailelerini hedef alarak, toplumda bir düşmanlık yaratma çabasının bir parçasıdır.
Bu noktada, „Türken Familie“ ifadesinin dilbilgisel olarak yanlış olduğunu belirtmek gerekir. Nazi döneminde üretilen ırkçı bir dilin günümüzde yeniden canlandırılması son derece kaygı vericidir. Bu tür bir dil, geçmişten ders alınmadığını ve hala benzer ayrımcı söylemlerin varlığını sürdürdüğünü göstermektedir. Amacımız, birlikte yaşarken kullanılan dile dikkat çekmek ve bu tür nefret dolu ifadelerin toplumda yer bulmasına engel olmaktır.
Gazetede kullanılan resim, arka planda türbanlı çocuklu bir Türk olmayan Afrika ailesini göstermektedir. Burada sorun, kullanılan resmin Türklerle hiçbir ilgisi olmamasıdır. Ancak, bu tür bir resmin, „Türken Familie“ başlığı ile birleştirilmesi, Türk ailelerine karşı nefretin körüklenmesine hizmet etmektedir. Bu durum, gazetecilik etiği açısından son derece sorunludur ve bu tür bir yaklaşım, toplumda kutuplaşmayı artırmaktadır.
„Der ewige Jude“
Nazi döneminin ünlü ve aşağılık ırkçı filmi „Der ewige Jude“yi hatırlatmakta fayda var. Bu film, Yahudileri sosyal açıdan düşük, kültürsüz ve parazit bir halk olarak gösteren sahneler içermektedir. Heute Gazetesi’nin „Türken Familie“ ifadesi ve kullandığı resimler, bu filmdeki sahneleri akıllara getirmektedir. Nazi propagandası, düşmanlarını dil yoluyla insanlıktan çıkarmak için çeşitli terimler ve semboller kullanmıştır. Günümüzde, birçok Avusturya medyası ve siyasetçisi, bu dili bilerek veya bilmeyerek kullanmaktadır. Bu durum, Türk ailelerine karşı bir dışlama ve ayrımcılık politikası olarak karşımıza çıkmaktadır.
„Der ewige Jude“ filminde bol bol görebilirsiniz. Utanmasalar, resim üzerine bu „Der ewige Jude“ filmindeki gibi belki sıçan resimlerini koyacaklar. Şaka değil, bu sıçan resimlerini Naziler, Hitler’in propaganda bakanı Goebbels’in emriyle çekilen „Der ewige Jude“ filminde, Yahudi düşmanlığını sadece NS diliyle değil, ayrıca resim ve filmlerde alakasız kareler kullanarak nefreti körüklemek, yani artırmak için kullanmışlardır.
Bu tür çirkinliklere karşı demokratik bir tepki göstermek elzemdir. Türk ailelerine yönelik kültürel ırkçılık ve entegrasyon isteği, Avusturya’da deniz ve deniz dalgalarının olmamasına rağmen, bu „dalganın ve şımarıklığın“ varlığını olması düşündürücüdür. Türkler, Nazi dilini kendileri üzerinde kullanmaya kalkanlara karşı en sert demokratik tepkiyi vermelidir. Avusturya’da, Türk toplumuna ve Türk ailelerine yönelik aşağılayıcı haber başlıkları asla göz ardı edilmemelidir.
Kültürel ırkçılık (Neorassismus)
Kültürel ırkçılık (Neorassismus), insanların kültürel aidiyetleri veya varsayılan kültürel farklılıkları nedeniyle aşağılanması ve ayrımcılığa maruz kalmasıdır. Bu tür bir ayrımcılık, insanları kültürel kimlikleri nedeniyle „farklı“, „uyumsuz“ veya „daha aşağı“ olarak göstererek dışlamaya yol açmaktadır. Bu bağlamda, Türk ailelerine yönelik kullanılan „Türken Familie“ ifadesi, kültürel ırkçılığın bir örneğidir.
Nasyonal Sosyalizm dili
Nasyonal Sosyalizm dili, Nazi propagandası tarafından kullanılan bir dil biçimidir. Bu dil, belirli kelimelerin anlamlarının değiştirilmesi ve yeni kelimelerin yaratılmasıyla oluşmuştur. Adolf Hitler ve Joseph Goebbels, bu dilin önde gelen temsilcileri olarak kabul edilir. Bu dilin etkisi, günümüzde de bazı medya organlarında ve siyasi söylemlerde kendini göstermektedir. Kimse bize sakın ders vermeye kalkmasın. Etkilen ve tecavüze uğrayan biziz.
Burada kullanılan „Türken Familie“ ifadesinin bir Nazi jargonu ve dili olduğunu görüyoruz! Esasında küfür ve aşağılama, ikinci sınıf yaratıklar olarak gördükleri ve „Juden Familie“ ifadesi gibi çirkin dili kullanan Hitler’in Nazi propagandacılarının dilini alıp 2025’in yaz ayına, bugün „Juden“ yerine „Türken“ diyerek „Türken Familie“ şeklinde kullanmak ve kamuoyunda Türk ailesine toptan şeytanlaştırmak, kelimemin tam anlamıyla „Kültürel Irkçılıktır“ (Neorassismus)!
Avusturya’da, Türk ailelerine yönelik bu tür nefret dolu söylemlere karşı durmak, sadece Türklerin değil, tüm insanlığın ortak sorumluluğudur. Bu nedenle, Wiener Linien gibi kurumların, Türk ailelerine karşı ayrımcı bir dil kullanmaktan kaçınması ve bu tür söylemlere karşı duyarlı olması gerekmektedir. Ayrıca, Heute Gazetesi’nin kullandığı „Türken Familie“ gibi ifadelerin sonuçsuz kalmaması gerektiği açıktır. Bu tür ifadeler, toplumda düşmanlık yaratmakta ve Türk ailelerini hedef alarak, onları dışlamaktadır.
Wiener Linien uyarılmalıdır
Viyana’da Neubaugasse ve Reumanplaty arasında giden bir Wiener Linien otobüsünün içinde defalarca yayınlanan Türk ailelerine yönelik olarak, „Türken Familie“ veya toptan bir aile üzerinden tüm Türk ailelerini aşağılayıcı bir şekilde haberlerin WIENER LINIEN’nin otobüs ve diğer tüm alanlarında TV şeklinde ilan verir gibi yansıtılan düşmanca bir dil kullanarak yapılan bu tür aşağılamaların bir daha tekrarlanmaması için gerekli adımlar atılmalıdır. Bu durum, sadece Türk toplumu için değil, tüm Viyana toplumu için bir utanç kaynağıdır ve bu konu asla halı altına süpürülmemelidir. Ayrımcılığa karşı durmak, toplumsal barış ve uyum için son derece önemlidir. Bu nedenle, bu meseleye gereken ciddiyetle yaklaşılmalı ve tüm toplumun huzurunu tehdit eden bu tür uygulamalara karşı ortak bir duruş sergilenmelidir.
Viyana’da ve genel olarak Avusturya’da, entegrasyon ve uyum konularının sıkça gündeme geldiği bir dönemde, Viyana Belediyesi’ne bağlı olan Wiener Linien’in, Türk asıllı bireylere yönelik olarak uyguladığı „Karalama Panoları“ ile ilgili ciddi bir endişe ve protesto gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Bu panolar, hem Avusturya vatandaşı olan hem de Türk vatandaşı olan binlerce Türk asıllı insanı hedef alarak, otobüslerde, yer altı trenlerinde ve Wiener Linien’in erişim sağladığı büyük ekranlı televizyonlarda sergilenmektedir. Bu durum, sadece Türk toplumu için değil, tüm Viyana halkı için kabul edilemez bir ayrımcılık ve aşağılamadır.
Bu tür uygulamaların, Viyana’da yaşayan diğer milletler için de benzer bir ayrımcılığa yol açabileceği endişesini taşımaktayız. Bu nedenle, ilgili tüm kurumları, başta Wiener Linien yönetimi olmak üzere, Viyana Belediye Başkanı Michael Ludwig’i, Viyana’daki bakanlık düzeyindeki eyalet milletvekillerini, Avusturya Basın Etik Kurumu’nu ve diğer yetkili kuruluşları bu konuda harekete geçmeye davet ediyoruz. Wiener Linien’in bu tür ayrımcı ve aşağılayıcı tutumlarına son vermesi gerektiği konusunda kesin bir uyarı yapılmalıdır. Wiener Linien bir medya kurumu değildir.
Sonuç olarak, Avusturya’da Türk ailelerine yönelik nefret söylemi ve ayrımcı dilin son bulması için herkesin üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmesi elzemdir. Bu tür söylemlere karşı durmak, sadece Türklerin değil, tüm insanlığın ortak mücadelesidir. Herkes kendi şerefini ve onurunu korumakla mükelleftir; bu nedenle, bu tür nefret dolu söylemlere karşı demokratik bir tepki vermek, toplumun her kesiminin görevidir. Son çare bu ilgili kurumların önünde protestolar ve siyah çelenkler koyulmalıdır. Çoğulcu demokrasiye ve hukuk devletine hala inanıyoruz.
Kaynak: https://www.heute.at/s/reiche-tuerken-familie-muss-nach-asylgeld-betrug-gehen-120122315
Film : Der ewige Jude
https://archive.org/embed/video_2019-09-07_10-06-24